بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغۡنَىٰ وَأَقۡنَىٰ ٤٨

Şüphesiz O, başkalarına muhtaç olmaktan kurtardı ve varlık sahibi kıldı.

– Diyanet İşleri

وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعۡرَىٰ ٤٩

Şüphesiz O, Şi’râ’nın Rabbidir.

– Diyanet İşleri

وَأَنَّهُۥٓ أَهۡلَكَ عَادًا ٱلۡأُولَىٰ ٥٠

(50-51) Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helâk etti ve hiç kimseyi bırakmadı.

– Diyanet İşleri

وَثَمُودَاْ فَمَآ أَبۡقَىٰ ٥١

(50-51) Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helâk etti ve hiç kimseyi bırakmadı.

– Diyanet İşleri

وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ هُمۡ أَظۡلَمَ وَأَطۡغَىٰ ٥٢

Daha önce de Nûh’un kavmini helâk etmişti. Şüphesiz onlar daha zalim ve daha azgın kimselerdi.

– Diyanet İşleri

وَٱلۡمُؤۡتَفِكَةَ أَهۡوَىٰ ٥٣

(53-54) O, “Mu’tefike”yi de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür.

– Diyanet İşleri

فَغَشَّىٰهَا مَا غَشَّىٰ ٥٤

(53-54) O, “Mu’tefike”yi de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür.

– Diyanet İşleri

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ ٥٥

O hâlde Rabbi’nin nimetlerinin hangisinden şüphe ediyorsun (ey insan!).

– Diyanet İşleri

هَٰذَا نَذِيرٞ مِّنَ ٱلنُّذُرِ ٱلۡأُولَىٰٓ ٥٦

Bu da önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır.

– Diyanet İşleri

أَزِفَتِ ٱلۡأٓزِفَةُ ٥٧

Yaklaşmakta olan (Kıyamet iyice) yaklaştı.

– Diyanet İşleri

لَيۡسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ كَاشِفَةٌ ٥٨

Onu Allah’tan başka açacak kimse yoktur.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu